Denizinyeri09
  ATATÜRK CÜ DÜSÜNCE DERNEGİNDEN DUYURU
 

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ
KÜÇÜK GENEL KURULU SONUÇ BİLDİRİSİ
30 KASIM 2008


Atatürkçü Düşünce Derneği Küçük Kurultayı, 30 Kasım 2008 Pazar günü
Ankara'da tüm dünya ve ülkemiz açısından önemli sorunların yaşandığı
bir zaman diliminde toplanmıştır.
Karşı karşıya bulunduğumuz sorunların ağırlığını ifade etmek
bakımından, büyük bir ekonomik krizin varlığından söz etmek bile
yeterli görünmemektedir. Bu, en geniş anlamda bir "uygarlık" krizidir.
Sorunlar bu güne dek görülmemiş boyutta ve niteliktedir; yol açacağı
sonuçların da geçmişte yaşanmış olanlara benzememesi kaçınılmazdır.
Çelişkiler derinleşmiş; yeni bir yeryüzü uygarlığının kurulması veya
küresel ölçekte mahvoluş tehlikesi kapımızı çalmış bulunmaktadır.
Kuşku yok ki sorunların kaynağının bizim dışımızda olması, daha açık
bir deyişle bütün küresel kötülüklerin gerisinde emperyalizmin sınır
tanımayan dayatmalarının yatıyor olması, olup bitenler konusunda bizim
hiçbir sorumluluğumuzun bulunmadığı anlamına gelmez.
Unutmayalım ki bizler, emperyalizmin saldırılarının en yoğun olduğu
dönemlerde bile kendi yolunun kendisi tarafından çizilmesini başarmış
olan bir ulusun evlatlarıyız.
Yakın tarihimiz unutulmaması gereken derslerle doludur. Yüce önder
Atatürk'ün gösterdiği doğrultuda, o zamana kadar görülmemiş
ağırlıktaki bir felaket olarak ortaya çıkmış bulunan 1929-30
bunalımının tüm dünyayı kasıp kavurduğu bir dönemde, bir yandan
Osmanlı'nın borçlarının taksitleri ödenmiş, bir yandan da ekonomik,
sosyal ve kültürel alanda Cumhuriyetin temellerini oluşturan parlak
kazanımların gerçekleştirilmesi sağlanabilmiştir. Böylesine güçlü ve
tutarlı bir ekonomik temel sayesindedir ki bizi 2. Dünya Savaşı
belasına sürüklemek isteyen güçlerin, tüm çabaları boşa
çıkartılabilmiştir.
Çöküşten kurtulabilmek için yeryüzünde el atabildikleri her yerde
tırnaklarını biraz daha derinlere geçirebilmek için yanıp tutuşan
karanlık güçlerin karşısındaki en güçlü engel, dün olduğu gibi bugün
de Atatürk'tür ve Atatürkçülüktür. Atatürk'ün düşünceleri ve
mücadelesi, Vietnam'dan, Cezayir'e, Latin Amerika'ya... kadar tüm dünya
uluslarına esin kaynağı oluşturmuş ve oluşturmaktadır. Atatürk'e ve
Atatürkçülere karşı, her türlü olanak ve araçtan yararlanılarak
sürdürülen saldırıların durmak bilmemesi bu yüzdendir.
Gene bu yüzdendir ki Atatürk'ün ilke ve ideallerini korumak, yaşatmak
ve geliştirmek amacıyla faaliyet gösteren derneğimiz, ağır saldırılar
altındadır. Kurucu genel başkanımız Prof. Dr. Muammer Aksoy'un ve
Derneğimizin Genel Başkan Yardımcılarından Prof. Dr. Ahmet Taner
Kışlalı'nın haince bir cinayet sonucunda şehit edilmeleri ve bugünkü
Genel Başkanımız Sayın Şener Eruygur'un başına getirilenler dâhil
olmak üzere, pek çok ADD mensubunun uğratıldığı acı olaylar, gerçekte
Atatürk'e ve Atatürkçü Cumhuriyetin bütünlüğüne yönelik saldırıların
parçalarıdır.
Ne var ki Atatürk'e yönelik saldırılar yoğunlaştıkça Atatürk'ün
gündemdeki ve gönüllerimizdeki yeri daha da büyümektedir.
İlginçtir, içine düştükleri kriz ortamı, ABD ve İngiltere gibi
"serbest piyasa" düzenine adeta kör bir itikatla bağlı ülkeleri bile
Atatürk'ün 20. yüzyılın başında başvurduğu yolları yeniden keşfetmeye
zorlamıştır. Onlar da ekonomide belli bazı konularda kamusal
müdahaleciliğe ve kamulaştırmalara, istemeyerek de olsa boyun eğmek
zorunda kalmış bulunuyorlar.
Ancak şu da bir gerçektir ki sorunlar, artık bölük pörçük önlemlerle
üstesinden gelinebilecek boyutu çoktan aşmıştır.
Kaldı ki yeryüzüne egemen olan karanlık güçlerin, kendi yarattıkları
karanlığı dağıtmaları elbette ki mümkün değildir.
Çözüm, ancak, bencil çıkar tutkusundan başka bir öncelik tanımayan
güçlerin egemenliğine son vermekten geçebilir.
Çözüm, egemenlik kayıtsız şartsız uluslararası tekelci sermayenindir
ilkesi üzerine kurulu bir dünya yerine, "egemenlik kayıtsız şartsız
ulusundur" ilkesine küresel boyutta yeniden canlılık kazandıracak olan
gerçek anlamda demokratik bir dünyanın kurulmasıyla gerçekleşebilir.
Çözüm, gene Atatürkçülüktedir. Çözüm, önümüzdeki yerel seçimlerde de
Atatürkçülerin ilkeli birliğinin sağlanmasını gerektirir.
UNESCO'nun 1978 tarihli genel kurul kararında da belirtildiği üzere,
Atatürk, yalnızca mazlum ulusların emperyalizme karşı mücadelesinin
öncüsü değil,aynı zamanda insanlar arasında ırk, renk, dil, din farkı
gözetilmeyen mutlak bir uyum çağının habercisi olmuştur.
Dün olduğu gibi, bugün de yarın da yolumuzu aydınlatacak olan O'nun
ışığıdır.
ADD'liler bu inançla, sorumluluklarının gereğini yerine getirmek ve bu
yoldaki mücadelelerini asla eksilmeyen bir azimle sürdürmek
kararlığındadırlar.


Alpaslan IŞIKLI
Bozkurt USLU
Fethi KARADUMAN
Mustafa DURNA
Mürüvvet KELEŞ

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol